İŞTE SİZLERE MUTSUZLUĞUNUZU YENMENİN BİRKAÇ YOLU
 
ZAMANIN GEÇMESİNİ BEKLEMEYİN, ÖYLE DOLU DOLU YAŞAYIN Kİ HAYATI ZAMAN SİZE YETİŞMEYE ÇALIŞSIN...
HİÇBİRİMİZİN YARINI YOK, ANI YAŞAMAYA BAKIN  
  işte yeni sitemiz burada bekliyoruz..
  Başka bir dünya
  FORUM
  HAYATA BAKIŞ
  sizin seçtiklerinizi bizimle paylaşın
  HABER
  HAYATA DAİR ..
  Ziyaretşi defteri
  Ne istersin??
  => ANA SAYFA
  SON DAKİKA HABERLERİ
  www.yokuz.com
  arama motorları
  İletişim
lütfen bu siteyi dostlarınızla payşlaşın...
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
ANA SAYFA
HANGİSİNİ BESLERSENİZ O KAZANIR:::: Yaşlı Kızılderili Reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı, iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için biri yeterli görünürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla sordu dedesine. Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı. "Onlar," dedi, "benim için iki simgedir evlat." "Neyin simgesi?" diye sordu çocuk. "İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları." Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi: "Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?" Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa: "Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem!========{ ACELE ETMEYELİM Bir zamanlar Afrika'da kayıp bir şehri aramakta olan arkeologlar, beraberlerindeki eşya ve yükleri, hayvanların ve yerlilerin yardımı ile taşıyarak uzun bir yolculuğa çıkarlar. Kafile zor tabiat koşullarında, balta girmemiş ormanların içinde ilerleyerek, nehirleri, çağlayanları geçerek yolculuğa günlerce devam eder. Fakat günlerden bir gün yerlilerin bir kısmı birden dururlar. Taşıdıkları yükleri yere indirir ve hiç konuşmadan beklemeye başlarlar. Ulaşmak istedikleri yere bir an önce varmak isteyen Batılı arkeologlar bu duruma bir anlam veremez, zaman kaybettiklerini, bir an önce yola devam etmeleri gerektiğini anlatarak, yerlilerin neden durduklarını öğrenmek isterler. Fakat yerliler büyük bir suskunluk içinde sadece bekler. Bu anlaşılmaz durumu, yerlilerin dilinden anlayan rehber, onlarla bir süre konuştuktan sonra şu şekilde ifade eder: "Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız geride kalıyor." Bu sahne, Michelangelo Antonioni'nin 1995 yapımı "Par dela les Nuages" (Bulutların Ötesinde) adlı filminden alınmıştır. Modern şehir hayatının ve çağımızın getirdiği en büyük sorunlardan biri bu; "hızla, sonu bir türlü gelmeyecek olan hedeflere doğru çılgınca koşuşturmak" ve koşuştururken etraftaki ayrıntıları, manzaraları, küçük mutlulukları, kısaca hayata dair pek çok yaşanası güzelliği görememek ve kaçırmak... Ya da yaşanan yığınla drama, saçmalığa ve ilkelliğe seyirci kalmak, duyarsızca sadece bakıp geçmek ve gitmek...}}}}}
...ne istersin??  
   
BİR DÜŞÜN...  
  Neden ilgilenir insan kendisini ilgilendirmeyen olaylarla ve neden meşgul eder kafasını aslında incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlarla bir düşünse bir anlaya bilse bir göre bilse aslında zamanın bunlarla uğraşamayacak kadar kısa ve harcanamayacak kadar değerli olduğunu..Hala mı anlamadın o zaman çevrene bak dün yanındakilerden bugün ve yarın hangisi yanında olacak. Karamsar olma sadece olumlu kullan vaktini!!  
BU TARZ ŞEYLERE İNANCINIZ KALMAMIŞ İSE RESİME BAKIN SİZCE ÇOK MUTLU DEĞİLLER Mİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol